19 Ekim 2012 Cuma

BİZE BAYRAM GELDİ

Yolculuk var bize yine bu bayram , Söğüt'ten başlayıp taaaa Tarsus'ta biten :) Kardeşim gitti bile sıra bizde,geçen bayramda olduğu gibi bu bayramda da kocaman ailemle geçirecem bayramı :) Rüya sabah Mersin'e gidelim artık diye ağlayarak uyandı..Söz verdik ona yarın sabah sen uykudan uyanınca araba koltuğunda olacaksın, yolda olacaz diye..Meşhur kırmızı valizimiz hazırlandı, gezi programları yapıldı.."Canın ne istiyor söyle yapalım" diye gelen telefonlara siparişler verildi :) 


 
                             Şimdiden mutlu, huzurlu ,umut dolu bayramlar hepinize,hepimize :))  Bize müsade...

18 Ekim 2012 Perşembe

HELLO KITTY

Bu sevimli karakteri bilmeyen var mıdır ? Herkesin Hello Kitty'si benim Musti'm..Nerden çıktı bu Musti derseniz, benden değil babamdan :) Benim annem hiç çalışmadı o yüzden harika bir çocukluk geçirdim,hayatta en çok ihtiyacım olan kişi tüm sevgisiyle yanımdaydı hep..Ne oyunlar oynardık sabahtan akşama,akşamdan sabaha , ama nedendir bilinmez babamla kısıtlı zamanlarda oynadığımız oyunları daha net hatırlarım bazen.Bundan yirmi küsür sene önce babam bu karakterin adını Musti koymuştu,neden bilmem ilk konuştuğumuzda sormalıyım bunu :) Bana anlattığı hikayelere de Musti bir gün okula gitmiş, Musti bir gün parka gitmiş diye başlardı..Bir sürü değişik hikayeler kurgular bana anlatırdı..Ne kadar yorgun da olsa canı sıkılmış da olsa anlatırdı,oynardı benimle, kardeşim Ece doğunca da bizimle :)Yani bende çok özeldir bu şirin pisicik :)



O yüzden ben de Rüya'mın ilk okul malzemelerini bu karakterden seçtim, hepsi Musti olsun istedim..


                                                        Çantası,termosu,dosyası..





                    Zaten tokalarımız,aksesuarlarımız da çoğunlukla Hello Kity'li..Bunlar fotoğraflayabildiklerim..


Boşuna demiyorlar demek ki insanın bir problemi olduğunda çocukluğuna inmek lazım diye..Babamla aramızdaki bu Musti hikayesi benim hayatımda bir çok şeye yön verdiği gibi, kızımla ilgili şeylerde de etkili oluyor :) Seviyorum hem de çok seviyorum Musti'mi , her birine bakınca babamla geçirdiğimiz zamanlar geliyor aklıma ,mutlu çocukluğum geliyor.
Umarım bir gün kızımın da babasıyla ilgili anlatacak güzel anıları olur ve o da benim gibi yıllar sonra geriye döndüğünde çocukluğundan "mutlu " diye bahseder......

17 Ekim 2012 Çarşamba

3 YAŞ ÇOCUĞU NELER YAPABİLİR ?

Rüya prensesin öğretmeninin gönderdiği anne-baba bültenlerini merakla bekliyorum, hepsi birbirinden faydalı bilgiler içeriyor..Geçenlerde gönderdiği bülteni sizlerle paylaşmak istedim. Bakın 3 yaşındaki minikler neler yapabilirmiş..
                                                                      ***
3 yaş döneminde çocuk "oyun çağına " girer.Kendi dışında bağımsız bir dünyanın varlığını ve kendisinin de dünyanın bir bireyi olduğunu kabul etmiştir.
- Motor gelişimi alanında pek çok şeyi yapabilir durumdadır.Yürümeye ilişkin tüm hareketleri kolaylıkla başarabilir.
Rahatça yürür koşar el ve kollarını kullanabilir.Büyük bir oyuncağı taşıyarak merdivenlerden yukarı çıkıp inebilir.Kısa bir süre tek ayağının üzerinde durabilir.Pedalları kullanarak üç tekerlekli bisiklete binebilir.İpe boncuklar dizebilir.Makas kullanabilir.Kalemi normal tutuşta tutabilir.İnsan figürü yaşının sonuna doğru kafaya eklenmiş iki çizgi halinde bacak şekline dönüşmeye başlar.Karalama evresinden "şema öncesi dönem" e geçiş evresindedir.
- Toplumsallaşmanın ilk gerçek deneyimlerini yaşar.Yetişkinlerle birlikte olmaktan ve oynamaktan hoşlansa da ; yaşıtları ile birlikten de hoşlanır,ancak bunu uzun süre devam ettiremez.Oyunları daha çok paralel oyun evresi diye nitelenen,aynı oyuncaklarla birbirinden bağımsız oynama şeklindedir.
Oyun sırasında kendi kendine konuşma yani "ekolali" giderek azalır yerine başkalarıyla konuşma başlar.Oyunları gerçek hayatı sembolize etme şeklindedir.
-Sözcük dağarcığı oldukça gelişmiştir." Ne,nerede,kim" ile başlayan pek çok soru sorar.Cümleler gramere daha uygun hale gelmiştir.Dili büyük bir istekle kullanır.
Yeni kelimelere karşı ilgi duymaktadır.dinlemeye merakı artar.Ben ,sen kelimelerini doğru şekilde kullanır.Bir çocuk şiirini ezbere okuyabilir.
Çocuğun bildiği öğrendiği kelime sayısı ifade edebildiklerinden daha fazladır.Bildiği kelimelerle düşünme hızı,düşündüklerini söze dünüştürebilme hızından daha fazladır.Düşünme konuşmadan daha hızlı olduğu için düşüncelerini hızla anlatmak istediğinde zaman zaman duraklamalar olur."Kekeleme" diyebileceğimiz bu durum yaygın ama geçicidir.
Büyük resimli kitaplara ilgi duyar.Yetişkinlerle birlikte kitaplardaki resimlere bakmaktan hoşlanır.Hikayeleri severek dinler ve hoşlandıklarının tekrarlanmasını ister.
- 9 tahta küple kule oluşturulabilir.Örneğe bakarak 3 küple köprü yapabilir.10'a kadar ritmik sayabilir.renk adlarını bilir.Ancak hangi adın hangi renge ait olduğunu bilemeyibilir.
Dış dünya ve çevresindekilerle son derece ilgilidir.Kutular,tekerlekler,toplar,çekiçlerle oynamaktan,bunları gruplara ayırmaktan ve eşleştirmekten büyük zevk alır.Çocuğa uygun fırsatlar yaratılmışsa yemeğini yeme konusunda bir hayli başarılıdır.Ancak zaman zaman yetişkin desteğine de ihtiyaç duyabilir.Artık aile sofrasındaki yerini alabilir.Yemekte çatal ve kaşık kullanabilir.Ellerini yıkayabilir.Pantolon ve şortunu indirebilir ve yukarı çekebilir.tuvalet alışkanlığı gece-gündüz kazanılmıştır.
Henüz kendisine verilen görevleri sonuna kadar yerine getirmekte başarılı değilse de bu konuda fırsatlar verilirse olumlu gelişmeler sağlanabilir.
                                                               .***

16 Ekim 2012 Salı

YAŞLANMAMALIYIM :)




Dün akşam sıradan bir şekilde minik kuzum,bal küpüm,sevimli papatyam,düşüm,hayalim.... :)  Rüya'mla birlikte yap boz  yapıyorduk, yap bozumuzun konusu mevsimler ve mevsimlerde nasıl giyinmeliyiz..Bir ara sıkıntılı yavrum kalktı yanımdan anne sen yap ben yapmıycam dedi , tamam dedim sen neden yapmak istemiyorsun ben yap boz yapmayı çok seviyorum dedim..Durdu ; anne insanlar yaşlanınca bastonla yürürler değil mi dedi, evet kızım dedim, çok yaşlanınca bastonla yürürler..Sen de yaşlanacak mısın dedi , inşallah birtanem Allah ömür versin ben de yaşlanayım sen o zaman çok büyürsün dedim, ağlamaya başladı...Ne olduğunu anlamadım gerçekten..Güleyim mi ağlayım mı bilemedim.." Yaşlanmak " ya da "elinde bastonla yürümek" ne gibi şeyler çağrıştırdıysa kızıma "anne sen yaşlanma" diye ağladı hem de öyle böyle değil neredeyse yatana kadar, ara ara aklına geldikçe ağladı..Ne kadar yaşlanmanın kötü bir şey olmadığını ,üzülecek ya da ağlanacak bir şey olmadığını dilim döndükçe anlatmaya çalışsam da ikna edemedim..
Ahh birtanem ben de hiç yaşlanmak istemem seninle zaman çok hızlı geçsin istemem ama hayat bu işte demedim tabii..Yani anlaşılan bundan sonra kendime çok daha iyi bakmalıyım , yaşlanmamalıyım :)))

12 Ekim 2012 Cuma

ANNELER VE KIZLARI

Uzun zamandır kesinlikle okumalıyım dediğim kitapların başındaydı "Anneler ve Kızları" ...Ne kadar da iyi oldu,bence tam zamanında okudum ilaç gibi geldi şu anki düşüncelerime hissettiklerime özellikle de Rüya'yla ilgili endişelerime...Malum bu aralar "ilk ergenlik" dedikleri dönemde, "ben" merkezci zamanlardayız..3 yaş sendromu yaşıyoruz ve bazen kızımla nasıl iletişim kuracağımı ,problemlerimizi onu ve kendimi üzmeden nasıl çözeceğimi kestiremiyorum..Nasıl inatlaşıyor( bana göre ya da bir anneye göre diyelim ) mantıksız şeylerde nasıl ağlıyor nasıl sinirleniyor şaşırıp kalıyorum,itiraf ediyorum ben de öfke nöbetlerine kapılıyorum bazen..Bu durumların geçeceğini aslında çok normal olduğunu bunları yaşamamız gerektiğini biliyorum, çünkü okuyorum   bol bol , diğer çocukları gözlemliyorum,diğer annelerle konuşuyorum,bu hafta başında Rüya'mın öğretmeniyle de konuştum,bana bazı seçenekler sunsa da yol gösterse de uygulamak kolay olmuyor işte..
Her dönemi ayrı ayrı o kadar güzel anlatmış ki sevgili İlkim Öz, insan bir çırpıda okuyuveriyor.Yüreğine ve kalemine sağlık .Çok şey öğrendim bu kitaptan..


         (Kitap ayracım da özeldir hani :) Rüya'nın birinci doğum gününde davetiye olarak hazırlatmıştım :) Hem kitap ayracı hem davetiye, tavsiye ederim :)


Tüm satırlar çok anlamlı evet ama en çok bu satırları sevdim ben kitapta,bu satırları paylaşmak istedim ..

" Birbirleriyle empati kurabilmeli anneler ve kızları ..Biz güçlü bir ikiliyiz diyebilmeli, anneler ve kızları.Çünkü bu ortaklık ve kader birliği,dış dünyadan önce ,annelerin rahminde başlıyor.O nedenle en güçlü kader arkadaşlığı anneler ve kızlarınınkidir."
.
"Bir kızınız varsa şanslısınız... Çünkü o sizin ömür boyu en iyi arkadaşınız olacak ; ancak zor günleri el ele ve omuz omuza atlatabilirseniz.."

Herkese iyi hafta sonları :)

11 Ekim 2012 Perşembe

AHUDUDU REÇELİ


Bu kadar güzel,kıvamlı,lezzetli,mis kokulu olabilir mi bir reçel, olur olur benim "süper halam " yaparsa olur..Yazın bahçelerinde yetiştirdikleri ahu dudulardan nefis reçeller yapmışlar bu sene..Aslında paylaşılacak o kadar çok reçeller,tatlılar,konserveler,turşular var ki hem doğal,hem organik hem de sevgi dolu hepsi..





Ben de yok henüz, hazırlanmış bana ayrılmış şekilde kendi dolaplarında duruyor .Bayramda görüştüğümüzde bizim dolaplarda yerini alacaklar inşallah. :) Bu vesile ile bayramda bana memleket yolu gözüktü yine söylemiş miydim :) 

9 Ekim 2012 Salı

RÜYA İÇİN :)

Blog hayatım boyunca ilk kez bir çekilişe katılıyorum..Kızımın şansına artık :)) Sevgili KOMİRA aşağıda gördüğünüz Barbie - Ken bebekleri  ve Barbie boya kalemlerini  hediye ediyor..



                                                      Hadi bakalım buyrun çekilişe :)))

5 Ekim 2012 Cuma

KAHVALTI AŞKI


En sevdiğim öğündür "kahvaltı" ..Hele manzarası güzel,çayı birlikte yudumladığım insanlar özelse değmeyin keyfime..Günün en güzel saatleridir benim için..Ben sevdiklerimle yemekte birlikte olmaktan çok kahvaltıda birlikte olmayı severim.Hoş sohbetler içinde yudumlamak sabah çayını...Düşünüyorum çalıştığım,haftanın 5 günü bisküvi ,kraker gibi şeylerle geçiştirdiğim için mi ,özlediğim için mi diyorum, yok yok hep severdim ben lezzetli,renkli kahvaltı masalarımızı :)) Bazı akşamları bile özene bezene hazırlarım peynir ,zeytin,domates ...misss :) Hele de o günün sabahında her şey pazardan taze alınmışsa..O yüzden akşamları kahvaltı yapmak bir öğün geçiştirmek değil benim için, ekstra mutluluk :))




 Rüya Hanım'dan kaçırarak görüntüleyebildiğim kahvaltı soframız..Çünkü evimizin küçük faresi tarafından bir bakmışsın ki peynir aşırılıyor, olmadı zeytinler kaçırılıyor, çatalların yerleri değişiyor..Her ne kadar çayımız eksik , yumurtamız  henüz ocakta ve sofra tam olarak hazır olmasa da idare edecez artık :)) Şarküteri ürünlerini severiz sevmesine ama Rüya'dan sonra soframıza  katılmıyorlar pek..



Şimdi bunu niye yazdın derseniz,eee malum yarın Cumartesi , şimdiden nasıl bir kahvaltı hazırlasam neler yapsam düşünmeye başladım..Sanırım acıktım :)) Herkese sevdikleriyle bol gülücüklü kahvaltılar diliyorum..

İyi hafta sonları..

4 Ekim 2012 Perşembe

DAKKA BİR GOL BİR...



 Yazacak ne çok şey birikti...Bu günlerde inadına iş yoğun,ev işleri aldı başını gidiyor...Kuzum hasta ,neredeyse 3 haftadır süren öksürük ,tıkalı geniz,...Doktorun önlem olarak verdiği şurubu içerken biz daha iyiye gidecek diye umarken Cuma akşamı bir hapşuruk,bir öksürük,burun akıntısı,geniz tıkanıklığı sabahı sabah ettik..Allah'ım gündüz geçiyor ama gece bitmek bilmedi..Neyseki ateşi normaldi hep..Ctesi kendi doktorumuzu bulamasak da götürdüğümüz hastanedeki bayan doktorumuz yardımcı oldu,daha önce muayene olurken ortalığı yıkan papatyam artık büyüdüğünü orada da ispatlarcasına çok sakin bir şekilde sıranın kendisine gelmesini bekledi,muayenesini oldu..Kan tahlili ve boğaz kültürü istedi doktor..Yüreğim ağzıma geldi..Benim minik kelebeğimden nasıl kan alacaklar diye içim titredi..Ben duramıyorum zaten yanında babası durdu.Çok şükür onu da bilezik taktık,şöyle yaptık diye hafif atlattık..Sağolsun duyarlı hemşire damarı bulana kadar çok uğraştı,en sonunda emin olunca iğneyi batırdı..Sonuç boğaz enfeksiyonu ...Uzun zamandır kullanmadığımız antibiyotik reçetemize yazıldı..Kuzum özellikle ismi cismi ne olursa olsun o beyaz renk şurubu içmediği,çıkarttığı kavga şamata zorla bile ikna olmadığından,benim başımdan aşağı kaynar sular döküldü !!!
İlk günler normal şurupları bile zor verdik,şimdi çok şükür lafla sözle çikolatayla bin bir nazla içiyor..Ne yapayım içiyor ya..Boğaz kültürü sonucu temiz,mikrop üremesi yokmuş..Gelgelim tüm çocuklar hasta,çocukları Rüya'yla aynı okula giden tüm arkadaşlar aynı sorunlardan şikayetçi..Bu hafta iki gün göndermedim okula,hem kendisi hem de diğer çocuklar için..Ama diğer çocuklar gitti..Özellikle bu konuda duyarlı veli şart !!!



Görüştüğümüz tüm doktorlar bu senenin bizim için zor geçeceğini söyledi zaten..Kreş ortamına uyum sağlayana kadar çok hasta olacak dediler..Ah ah ben biliyordum başıma geleceği amma velakin ne diyim..Allah beterinden saklasın..Şimdilik bana müsade..Herkese sağlıklı günler diliyorum...

3 Ekim 2012 Çarşamba

RÜYAAAA NERDESİİİN ?

Afacan bir kızı olunca insanın ortaya bu manzaralar çıkıyor :)) 




                                                      Bir de eli sopalıdır hani :)))))


                                Kısacası ne zaman nerden çıkacağı belli olmaz bizim kızın :)))